İçeriğe geç

En iyi helva hangi şehirde ?

Bir Edebiyatçının Düşüncesiyle: En İyi Helva Hangi Şehirde? Tatların, Anlatıların ve Hafızanın Peşinde

Kelimelerin gücü, bazen bir şiirde değil, bir tatlıda gizlidir. Edebiyat, yalnızca kelimelerle değil; kokularla, seslerle ve damakta kalan hatıralarla da yazılır. Helva, tam da bu yüzden yalnızca bir tatlı değil, bir anlatı aracıdır.

Bir edebiyatçı olarak “En iyi helva hangi şehirde?” sorusuna yanıt ararken, aslında bir damak yarışına değil, bir hafıza yolculuğuna çıkıyorum. Çünkü her şehir, kendi helvasında kendi hikâyesini saklar.

Helva ve Kelime: Edebiyatın Sofrasında

Helva, Türk edebiyatında yalnızca bir yiyecek değil, bir semboldür. Mevlana’nın Mesnevi’sinde “pişmek” olgunlaşmanın, Yunus Emre’nin dizelerinde “paylaşmak” sevginin metaforudur.

Helva da bu iki kavramın birleşimidir: hem pişer, hem paylaşılır. Bir metin gibi yoğrulur; bir karakter gibi dönüşür.

Helvayı karıştıran el, tıpkı bir yazarın kalemi gibidir.

Kıvamı tutturmak sabır ister; tıpkı bir romanın duygusal derinliğini yakalamak gibi.

Bu yüzden, “En iyi helva hangi şehirde?” sorusuna verilecek yanıt, aslında “En iyi hikâye nerede anlatılır?” sorusuna çok benzer.

İstanbul: Melankolinin Helvası

İstanbul’un helvası, tıpkı şehrin ruhu gibi melankoliktir.

Eski taş sokaklarda dağılan tahin kokusu, bir Tanpınar cümlesi kadar zamansızdır.

Tıpkı “Huzur” romanındaki Mümtaz gibi, İstanbul helvası da geçmişle bugün arasında gidip gelir.

Bir lokma alırsınız, çocukluğunuzun mutfağında bulursunuz kendinizi.

Bir diğeri gelir, bir vedanın hüznünü hatırlatır.

İstanbul’un helvası, nostaljinin dilidir.

Tadı, kaybolan zamanı arayan insanın içsel monoloğu gibidir — tatlı ama buruk.

Konya: Dinginliğin Helvası

Konya helvası, suskun bir derviş gibidir.

Çöven suyu ile yapılan meşhur un helvası, aslında bir tasavvuf metnidir.

Bir kaşık alırsınız, ağzınızda yavaşça çözülür, tıpkı Mesnevi’nin mısralarındaki sabır gibi.

Helvanın o yumuşak yapısı, insanın içsel yolculuğuna eşlik eden dingin bir melodidir.

Konya’da helva, bir tören gibidir. Mevlana Şeb-i Arus gecelerinde pişirilir, paylaşılır, anılır.

Bu anlamda Konya helvası, edebiyatta “ölüm”ün değil, “dönüşüm”ün simgesidir.

Kastamonu: Emeğin Helvası

Kastamonu helvası, emek ve el işçiliğinin anlatısıdır.

Tahta kaşıkla ağır ağır kavrulan un, halk edebiyatının sade ama derin sesi gibidir.

Her karıştırma, bir dörtlüğün mısraı; her koku, bir halk ozanının nefesidir.

Bu helva, tıpkı Âşık Veysel’in “uzun ince bir yoldayım” sözleri gibi, bitmeyen bir sabrın şiiridir.

Yani Kastamonu helvası, emeğin ve bekleyişin edebiyatıdır — sade ama derin, sessiz ama kalıcı.

İzmir: Neşenin Helvası

İzmir’in helvasıysa, yaz güneşi kadar neşelidir.

Sokaklarda satılan irmik helvası, modern edebiyatın ironik sesi gibidir.

Bir yandan geleneksel, bir yandan özgür; bir yanı geçmiş, bir yanı gelecektir.

Helva burada, ölümün değil, yaşamın kutlamasıdır.

Bir sahil kahvesinde, kahkaha eşliğinde yenir — belki Orhan Veli’nin dizeleriyle:

“Denize dökülen her güneş, bir helva kokusudur.”

Edebiyat ve Tat: Helva Bir Metin Gibi Okunabilir mi?

Her şehir, kendi helvasını yazar; her helva, kendi hikâyesini anlatır.

Edebiyat, duyguların diliyse; helva da o duyguların damaktaki yankısıdır.

Bir yazar metnini nasıl biçimlendiriyorsa, bir aşçı da helvasını öyle şekillendirir.

Her ikisi de dil, duygu ve deneyim ister.

Belki de “en iyi helva” sorusunun yanıtı bir şehirde değil, bir hafızada saklıdır.

Çünkü helva, nerede yapılırsa yapılsın, asıl tadını onu paylaşan insanların hikâyelerinden alır.

Sonuç: Tatlılar da Yazı Gibidir

“En iyi helva hangi şehirde?” sorusu, edebiyatın kadim sorularından biridir aslında:

“En güzel hikâye nerede anlatılır?”

Her şehir kendi dilinde konuşur; İstanbul melankoliktir, Konya derindir, Kastamonu çalışkandır, İzmir coşkuludur.

Ama hepsinin ortak noktası anlamın peşinde olmaktır.

Bir kaşık helva, bir dize kadar etkileyici olabilir; çünkü her tat, bir anlatıdır.

Peki sizce, en iyi helva hangi şehirde?

Yoksa siz de benim gibi, o tadın asıl yerinin kelimelerin içinde olduğunu mu düşünüyorsunuz?

6 Yorum

  1. Sağlam Sağlam

    ​ Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinin 1870 yıllardan bu yana gelen önemli değeri, Milli Şairimiz İstiklal Marşımızın Yazarı Mehmet Akif ERSOY’un çocukluk anılarında sıkça bahsettiği ve çok sevdiği “Bayramiç Tahin Helvası” Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından 09.08.2021 günü “mahreç işareti” ile 843 tescil numarası ile … Helva’nın dünyada ilk yapıldığı yer Orta Doğu ve Balkan ülkeleri olarak bilinmektedir. Türk, Arap ve Yahudi toplumların yaşadıkları her yerde helvayı görmek olasıdır.

    • admin admin

      Sağlam!

      Teşekkür ederim, önerileriniz yazının derinliğini artırdı.

  2. Kardelen Kardelen

    Helvanın kökeni, Orta Doğu ve Orta Asya ‘ya dayanır. Arapça “halva” kelimesinden türeyen helva, “tatlı” anlamına gelir. İlk helva tariflerine 13. yüzyıla ait Arapça yemek kitaplarında rastlanır. Bu dönemde, helva daha çok şeker, un ve yağ kullanılarak yapılan basit bir tatlı olarak biliniyordu.

    • admin admin

      Kardelen!

      Değerli dostum, yorumlarınız yazıya yön verdi, gelişim sürecini hızlandırdı ve çalışmayı daha nitelikli bir hale getirdi.

  3. Asil Asil

    Çanakkale ‘ye ait bir tatlıdır. Yozgat ‘ta unutulmaya yüz tutan, halk arasında ölü helvası olarak bilinen ve cenazelerin ardından dağıtılan un helvası, kadın girişimci Zuhal Koçer’in girişimleriyle üretilip ülkenin birçok noktasına gönderiliyor.

    • admin admin

      Asil! Sevgili dostum, sunduğunuz katkılar yazının anlatımını çeşitlendirdi ve daha kapsamlı bir içerik sundu.

Sağlam için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
tulipbetsplash